Gül yüzlü ve özel ders

Dolandırıcılara muhteşem bir haberim var.
Onlar için yeni bir yöntem ürettim: "Özel ders sahtekarlığı".
--------------
Malzemeler;
Gül yüzlü, bir genç.
Sahtekarlık içgüdüsü.
-------------
Şimdi süreç şöyle işliyor. Elimizdeki gül yüzlü genç adına şehrin her tarafına şu tür ilanlar asıyoruz; "Boğaziçi mezunundan matematik dersi, Boğaziçi mezunundan fizik dersi vs..."
Verdiğimiz ilana düşen kurbanlarımıza gül yüzlü elemanımızı yollayıp velilerinin gözünü boyuyoruz. Veliler onun arkasından "çok da temiz bir oğlana benziyor..." diyor. Haftaya gidip çocukla derslere başlıyoruz. Gül yüzlü matematikten anlıyorsa anladığı kadar birşeyler anlatıyor, anlamıyorsa da kafasından formüller uydurup çocuğa çok marjinal bir matematikçi olduğunu kanıtlıyor. Durum çakılana kadar haftada saati 50 TL'den koparabildiğimizi koparıp evden koşarak kaçıyoruz. Bunu eş zamanlı olarak 100 tane gül yüzlüyle yaptığımızı düşündüğümüzde çok büyük bir servete kavuştuk bile.

İyi dolandırmalar.

Beleşçi hanımlar

Sevgili ev hanımlarımızın affına sığınarak söylemek istiyorum ki; Beleşcisiniz hanımlar.
Pastayı böreği yaparken unun, şekerin eksik olduğunu farkedince hemen zavallı çocuğunuzun masumiyetini kullanıp onu komşuya yolluyorsunuz. Çocuk acı dolu gözlerle; "annem varsa bir fincan un istedi..." derken komşunun yüreği parçalanıyor, fincanla değil poşediyle, kilo kilo yolluyor unu.
Halbuki unun bittiğini farkettiğinizde çocuğu bakkala yollasanız iki dakkada alır gelir afacan.

Ama beleşin tadı ayrı tabi.

Banyo yönetimi

"Bugün yıkanmayayım haftasonu zaten evdeyim..." diyor,
"Dün akşam yıkandım, planım iptal oldu, bugün evdeyim yazık oldu..." diye kahroluyor,
"Saçım biraz yağlı ama olsun zaten arkadaşlar yabancı değil..." şeklinde stratejiler kuruyorsanız,
siz de banyo yönetimi konusunda uzmanlaştınız demektir.
Banyo yönetimi önemlidir, banyo yönetimi gereksiz su tüketimini önler, banyo yönetimi biraz kirli ama daha akıllı nesiller yaratır.

Banyo yönetimi bir sanattır.

Delikanlı film afişi

Birgün uzun metrajlı bir film yaparsam afişinin üzerine içten yorumlar yazdıracam.
Çünkü Holivudun sahte yorumlarla dolu afişlerinden sıkıldım.
"Tam bir başyapıt..."
"Usta bir yönetmen işi..."
"Nefes kesici bir hikaye..."
Holivuda kalsa her film başyapıt. Afişine bakıp da film seçemez olduk. Çıkar ilişkilerinizi bırakıp biraz içten yorumlar yapın da, biz de rahat rahat filmimizi seçelim.

Üzerinde arkadaşına film tavsiye edermişçesine yorumlar bulunduran afişler istiyoruz.

Çevir kazın gazını yanmasın

Bir atasözümüz var, zaman zaman anlamakta zorluk çekiyor insanımız.
Çevir "kazı" yanmasın mı?
Çevir "gazı" yanmasın mı?
diye sora sora dönüyorlar ortalıkta.
Bu ikilemde kalan arkadaşlara bu işin aslını açıklamak durumunda hissettim kendimi;
Aslında kaz veya gaz, hiç farkı yok.
Çünkü ocakta kaz pişirirken kazı çevirirseniz doğal olarak yanmaz, düzgün pişer.
Aynı şekilde gazı çevirirerek kazın altını kısarsanız kazımız gene yanmaz.
Ayrıca arasıra kazı çevirip gazı da biraz biraz çevirirseniz kazın iki tarafı da nar gibi kızaracaktır.
Daha sonra hazırladığınız özel sosu kullanarak kazınızı patates ve salatayla servis yapabilirsiniz.
İşte bu atasözümüzün anlatmak istediği tam olarak budur.

Afiyet olsun.

İks X

Bir mağaza açıyorsanız mağazanıza koyduğunuz isim önemlidir.
Güzel olsun, şekilli olsun ki, insanlar ismine takılmadan gelsin gitsin.
Anlaşılan "İks Alışveriş Merkezi"nin sahiplerinin bundan haberi yok.
Çünkü bunu bilen insan mağazasına "İks" ismini koyup logo olarak da "X" harfini kullanmaz.
Ha kötü isim koyup dikkat çekelim diye düşünmüşlerse, o zaman onlara isim değişikliğine gitmelerini önereceğim.
Çünkü muhtemelen "İks" yerine "Dabulyu Alışveriş Merkezi" ismini kullansalar çok daha fazla dikkat çekerler.

Dabulyu AVM. "W"

Bilgisayardan anlayan adam

İnternet yasağına HAYIR!!!
Niye mi?
Çünkü bilgisayardan anlıyorum.
Sen YouTube'u yasaklıyorsun, öbür gün telefon çalıyor; "Yaa sen yutub'a nasıl giriyorsun? Anlatsana"
Arkadaşa çay içmeye gidiyorsun; "Yaa gelmişken benim yutub ayarını yapsana."
Feysbuku yasaklayacak oldunuz, tansiyonum düşüverdi.

Kimseye acımıyorsanız bilgisayardan anlayan adama acıyın.

118 kardeşliği

Biliyorsunuz bir önceki yazımda milletimizi tehdit eden 118'li numaraların çirkin reklamlarından bahsetmiştim.
Bugün şahit olduğum bir gerçek ise beni karmaşık duygulara itti.
Güleyim mi ağlayayım mı bilemedim.
Bu reklamların kökünün bizden çıkmadığını farkettiğim için sevindim öncelikle. Ama sonradan silkinip kendime geldim. Hiçbirşey üretemediği için dışardan format getirme şampiyonu olan ülkemiz, bu iki karakteri bile mi kendi üretememişti gerçekten?
İşte bunu farkettiğim an kahroldum.

Kahroldum.