Bilimin sınırları

Freud'u severim. Hayatını bilime adamış bir insan evladı. Helal olsun.
Teorileri var, kimi doğrudur kimi yanlış.
Bilinçaltı yaşamın aynasıdır demiş misal.
Kendince haklıdır.
Ama orda dur diyorum ben.
Dur bakalım Freud efendi.
Ben rüyamda, Tom Cruise'ın Bağ-Kur emeklisi olduğunu görmüş bir insanım.
Bunu da bilinçaltıyla açıklamaya çalışma gözünü sevdiğimin.

Bilim de biryere kadar yani değil mi.

Hayat, sivrisinek misali

Evde otururken birden kolumda bacağımda oturan sivrisineğin farkına varıyorum.
Tam da o anda bir yanma hissediyorum o noktada.
İçimdeki pişmanlık duygusu ise bambaşka.
Geçmişte karşıma çıkmış çok büyük bir fırsatı değerlendirememiş gibi üzülüyorum.
Ah diyorum ah, nasıl da farkedemedim o sineği.
Şimdi kaşın dur iki gün boyunca.

Hayat zor.

Şekilli yemek

Çorba içtiğin zaman açlığın yatışır.
Kebap yediğin zaman doyarsın.
"Suşi" yediğin zaman ise şeklin olur.
İşte böyle birşey bu suşi. Kimsenin annesinin evde yapamadığı, ekmeğin arasına koyup yiyemeyeceğiniz o kutsal yiyecek.
- Abi acıktık yemek mi söylesek?
sorusuna;
- Ben yeni Suşi yedim de geldim.
dedin mi, ortamın havalı adamı sensin.

Şekilli sofraların nuru; Suşi

Almayışvermeyiş

Alışveriş yapamıyorum, tişört, pantolon falan alamıyorum.
Girdiğim mağazalardaki çalışanların gözü hep üstümdeymiş gibi geliyor.
Beğendiğim bir tişörtü yerinden alıp üstüme tuttuğum an çalışanlardan birinin; "sen mi katlıyacan onu geri..." dediğini hissediyorum.
O yüzden giriyorum mağazaya, uzaktan uzaktan bakıyorum ürünlere, en fazla bitane tişörtü yerinden alıp, beğenmezsem tekrar katlayarak yerine koyuyorum ve durumdan gayet memnun görünen çalışana selamımı çakıp çıkıyorum.

Herşey çalışanların mutluluğu için...

Çeşitli teyzeler

"Normal teyzeler" pazara gider, domatesi seçer pazarcıya uzatır; "2 kilo" der.
Pazarcı sebzeyi tartıya koyarken normal teyze elinde her zaman 2-3 tane daha domates bulundurur ki el ayarıyla tarttığı poşet hafif çıkarsa 2 kiloya tamamlayıversin.
"Amatör teyzeler" ise, poşeti uzatmış, elinde 2-3 domatesle beklerken, verdiği poşetin 2.5 kilo çıktığını görüp çaktırmadan elindekileri tezgaha bırakıverir.
Ama "Profesyonel teyze" hiçbirine benzemez. Domatesi eliyle tartar, poşeti uzatır, uzaktan kısık gözlerle tartıyı izler, "1.98 KG" ibaresini görür ve hava kararırken arkasına bakmadan, gururla evinin yolunu tutar...

Pazar ve pazarcının dostu: Pro Teyze

İkiyüzlülük

Futbolcuyu sevmiyorum.
Kart yiyen futbolcuyu hiç sevmiyorum.
Sarı kartı yediğin an umursamaz tavırlar takın, hakemin yüzüne bile bakmadan arkanı dönüp git.
İkinci sarıyı yiyip kırmızıyı görünce de az önce yüzüne bile bakmadığın hakemin dibine kadar sokulup "aman hocam, etme hocam naptın, yaktın beni hocam" şeklinde hareketlerde bulun.
İkiyüzlülüğe lüzum yok.

Futbolcunun makul olanı kart görmeyeni.

Boyundan tırmananlar


Kolunda, bacağında, boynunda gezen böceği farkettiği an insanın verdiği tepki var ya, işte ondan doğal tepki bilmiyorum.
İstediği kadar havalı olsun, şekilli genç olsun, Kıvanç Tatlıtuğ olsun farketmez. Boynundan yukarı doğru tırmanan böceği farkettiği an insanın tüm şekli uçar gider.
Kendini ezik hissedeceğin bir partiye mi davetlisin? At cebine iki böcek, sal partinin en şekilli isimlerinin üzerine, gerisini düşünme.


İşte boyundan tırmanan böcek böyle birşey...

Karıştırabiliyoruz

Sevgili Avusturya ve Avustralya,
dünyanın iki ucundasınız, çok farklı kültürlersiniz.
Birbirinizle alakanız bile yok, biliyoruz.
Ama karıştırıyoruz. İkinizden biriyle ilgili bir muhabbet olduğunda heycanlanıp, avusturyamıydıavustralyamıydı diye anlık bir zihin karmaşası yaşamadan edemiyoruz.
O yüzden artık buna bir son verin, aranızda anlaşıp yeni isimler bulun, kanguruyla falan olacak iş değil. Rica ediyoruz.

Avusturyamıydıavustralyamıydı?

Kapitalizm nedir

Kapitalizm nedir nedir diye yıllarca sordum kendime. Sordum, sorguladım, anlattılar anlamadım.
Sonunda cevabı bugün dışarda gezinirken ansızın buldum.
Meğer kapitalizm dedikleri, üniversite okumuş bitirmiş eczacının, dükkanının camına "Dünyanın 1 numaralı kabızlık hapı geldi" yazması imiş.

Şimdi anladım...

Olsa olur

Her insanın belirli konularda cahil olduğu bir dönem oluyor, kabul edelim, bunda utanılacak birşey yok.
Misal ben yıllarımı insanın vücudunda, nefes borusu ve yemek borusunun yanında bir tane de su borusu olduğunu düşünerek geçirdim.
Yediğin yemekler yemek borusundan gider, arada içtiğin kola, sprayt, yedigün su borusundan geçer mideye iner.
Sonradan öğrendim ki sistem öyle işlemiyormuş.

Ama olsa da fena olmazdı hani.

Anlamak istiyorum

Türk dizileri ve sıralı otogaz sistemleri arasındaki ilişkiyi anlamaya çalışıyorum, anlayamıyorum.
Hangi diziyi görsem reklama girerken "bilmemne sıralı otogaz sistemlerinin sunduğu..." diye başlıyor lafa.
İlk sorum şu; Sıralı otogaz sistemi nedir, sıralı olmasa ne olur?
İkincisi ise; bu dizileri izleyenlerin büyük çoğunluğunun yurdumuzun hanım teyzeleri olduğunu biliyoruz.
Acaba dizi bittikten sonra, "oh be, yarın gideyim de arabama bir sıralı otogaz sistemi taktırayım" diyen teyze var mıdır?

Yanlış yoldasın Atiker.

Zincirleme isim tamlaması

"Arı Mama" diye bir marka var. Kendimi bildim ne tipi değişti, ne de şirket gelişti. Sizce neden?
Tabii ki gelişimi imkansız kılan ambalajı yüzünden.
Benim bildiğim, bir ürünü çekici kılmak istiyorsan önce ambalajını güzel yaparsın, müşterinin gözüne hoş gelecek öğelerle süslersin vesaire.
Mesela bebek maması satıyorken, mama paketinin üstüne annelerin bebeklerine zorla mama yedirirken yaptığı "kaşığı dik tutarak ağza tıkma hareketine maruz kalmış mutsuz bebek suratı" koyarsan o şirket gelişmez, yerinde sayar.

Değiş artık Arı Mama değiş.

Net olamayan esnaf

Borcumuz konusunda net olamayan esnafı sevmiyorum.
İşini yapıp giderken, "Ver birşeyler abi" diyen su tesisatçısını sevmiyorum.
Su borusunu güzel güzel tamir etmişsin. Giderayak evin sakinini germeye ne gerek var?
Söyle ne kadarsa verelim borcunu.

Bunda utanacak çekinecek birşey yok.

Normal insan

Çevrenizde çok samimi olmadığınız insanlar olduğu sırada, kafanızı pencereye, bacağınızı sehpanın köşesine vuruyorsunuz.
Yaşadığınız acıya rağmen durumu hiç bozuntuya vermiyorsunuz değil mi?
Eğer öyleyse, siz de bizim gibi normal bir insansınız.
Normal insan milletin içinde kendini rezil edercesine "Of, anam of gitti bacağım, şişti kafam" diye bağırmaz.
Gider çaktırmadan köşede biyerde, gözlerden uzak acısını yaşar gelir.

Normal insan hep böyle yapar.