Yükselen burcum

Astrolojiden pek çakmam, burçların özelliklerini de bilmem.
Hele yükselen burç ne işe yarar hiç mi hiç anlamam.
Daha doğrusu anlamazdım.
Ama yıllar boyunca çeşitli burç meraklılarını gözlemleyerek yükselen burcun işlevini çözdüm.
Meğer yükselen burç züğürt tesellisinden başka birşey değilmiş.
Burç meraklısı günlük burç sayfasını açar, burcunda yazanı okur, durum güzelse sayfayı kapatır geçer, ama eğer asıl burcunda; "maddi sorunlar var, ilişkide gergin bir gün vs.." gibi şeyler yazıyorsa morali bozulur ve hemen yükseleninde teselli arar.

İşte yükselen burç bunun için vardır.

Türk hekimlerine çağrı

Tıbbın çaresiz kaldığı durumları biliyoruz.
AIDS, kanser vs halen tam olarak çözülemeyen durumlar.
Bunun yanında, yılda milyonlarca insanı rahatsız eden ve tıbbın değil ama benim şuurumun çaresiz kaldığı bir durum var;
"Damar damar üstüne binmesi."
Sürekli çevremizden yakınmalar duyuyoruz; "ah damar damar üstüne bindi, ay yandım mahvoldum..."
Ama kimsenin elinden gelen birşey yok, çünkü bir damarın diğerinin üstüne nasıl bindiği ve orda ne yaptığı tam bir muamma.

Bu konuyu aydınlatması için hekimlerimizden yardım bekliyoruz.

Eskitilmiş kaşar züppeliği

Mutfak dünyasında anlamakta zorlandığım bir durum var.
Buzdolabındaki 2 haftalık kaşarın sararıp yeşerdiğini görünce "aman bu eskimiş" diyip kaşarı atan ev hanımı ablaya sormak istiyorum.
Sevgili abla; güzelim kaşarı israf ediyorsun, sonra da markete gidip eskitilmiş kaşara bir sürü para veriyorsun.
Elini vicdanına koy da söyle, marketten para verip özellikle aldığın o eski kaşarı kendi buzdolabında görsen; "ay bozulmuş, küflenmiş bu" diyip anında çöpe atmaz mısın?
Atarsın.

Bu israfa bir son verip kendi eskimiş kaşarlarımıza sahip çıkalım artık.

Sonradan star

Yarışmalara katılan özgüveni fazla insanı hiç sevmiyorum.
Kameraları görünce yılların şımarık starı edasına bürünüp bir cakalar bir espriler.
E rahatsız oluyorum haliyle, sonra napıyorum?
Vakit kaybetmeden bedduaya başlıyorum.
"İnşallah karşına çıkacak ilk soruda elenirsin de 5 kuruş kazanamazsın şımarık star."
"Sen kazanacağına kanal kazansın
"Yarışmanın olduğu yere taksiyle git, dolmuşla dön işalla."

Ama tabi her zaman onun iyiliği için istiyorum bunları.

O kadar parayla kafayı yer bu.

Romantik komedi

Geçenlerde bir romantik komedi filmine denk geldim, izledim ama hiç zevk almadım.
Aslında film eğlenceliydi, düşündüm, niye ben bu filmi beğenmedim diye.
Cevabı bulmam geç olmadı.
Çünkü filmde ne Hugh Grant ne de Julia Roberts vardı.
Ondan sonra dedim ki kendime, Hugh Grant'siz bir romantik komedi, susuz kalmış çiçeğe benzer.
O tatlı gülümsemeler, o çıtkırıldım, çapkın bakışlar. Julia Roberts'ın saçları savurup gitmeleri falan.
Bu ikisi hep çevremde olsun, dedikodularını yapayım istiyorum.

Allah Holivudu onlardan eksik koymasın yarabbim.

Spartaküs teri

Genç kızlarımızın bir konuya dikkatlerini çekmek isterim.
Aldanmasınlar.
İki yüzlü Holivud, Spartaküs'ün kaslı vücuduna teri basıyor da basıyor.
Sonra benim hanım kızım onu izleyip; "Vaayy ne kadar seksi, of terler de kaslı vücudundan nasıl süzülüyor..." diye diye iç çekiyor.
Ama bilmiyor ki Spartaküs'ünkiyle, benim dolmuşta terleyen vatandaşımın teri aynı ter, aynı pislik.
O yüzden genç kız, kendine gel, dolmuşta terleyen abime burun kıvırıp; "Ay deodorant nedir bilmez misiniz, ay nasıl de terlemiş pis şey..." gibi sözler sarfedip de akşama evde Spartaküs izlediğini görmeyim.

Ayıp olur.

Vicdan manipülatörü eskici

Mahallelerimizden geçip duran eskicilere karşı dikkatli olalım.
Çünkü elindeki eskimiş, bozuk vs eşyayı satmak için kapına çağırdığın eskici, malı görür görmez; "Abi bu hurdaya gider, bundan başka bişe olmaz abi..." gibi senin vicdanını etkilemeye yönelik ezbere cümleler kuracak.
Sen de buna aldanıp; "Amaan zaten evde duruyordu verim gitsin..." diyerek kocaman televizyonu 5 TL'ye, fıstık gibi elektrikli süpürgeyi bedavaya adama bırakacaksın.
Aman diyim, malının değeri neyse ondan sat.

Vicdanla oynayan eskiciye aldanma.

Monoton hayat

İnsanoğlu çok acaip.
Alışık olmadığı bir yerde alışık olmadığı birşeyle karşılaştığı an garip hallere bürünebiliyor.
Bugün, evin yakınında manav olmadığı için yol üstündeki en yakın marketten 1 kilo patlıcan alıp e-5 üzerinden dolmuşa bindim.
Dolmuşa elimde patlıcanla adımımı attığımda insanların yüzündeki korku ve endişeyi görmeliydiniz.
Bu tedirginlik yol boyu sürdü, ben de olayın üstüne gidercesine, insanların algısını kırmak için elimdeki patlıcanla onları dürttüm.
Zaten dolmuş kalabalıktı, insanlar sırtsırta gidiyordu ve böylece birkaç kişi patlıcanımdan nasibini aldı.
Kötü mü oldu? Bence hayır.
Bu insanlar artık dolmuşa patlıcanlı biri bindiğinde korkmamaları gerektiğini öğrendiler.

Onları aydınlattığım için mutluyum.

Futbolcunun ekmek parası

Futbolcunun aldığı para milletin ağzına sakız olmuş.
Efendim bir topun peşinde koşturması için o kadar para mı verilirmiş.
Yok bunların aldığı ekmek parası değil Ferrari parası şeklinde espriler falan.
Şimdi orda dur arkadaşım, sen de bir yere kadar haklısın ama, futbol oynamak için Finlandiya'dan kalkıp Konya'ya gelen adam ekmeğinin peşinde değil de nedir sorarım sana.

Rızkının peşindeki futbolcuya canım feda.

Rahatsız ve havalı

Çok havalı, çok şekilli insan gördüm. Ama hiçbirinin "derste rahatsızlanan kız öğrenci" kadar forsu yoktu.
Okulun en sert hocası, müdür, hatta milli eğitim müdürü gelsin farketmez.
-Ayşe nerde?
-Rahatsızlandı hocam.
-Haa tamam.
...
-Ahmet nerde?
-Rahatsızlandı hocam.
-Çağırın gelsin.

İşte hayatın adaletsizliği, acımasızlığı.

Ekstrem sporlar

Selam genç.
Yoksa sen de türlü bungee jumping, paraşütle atlama vesaire görüntüsünü izleyip, "ah ben de yapsam, keşke ben de o heyecanı yaşasam" diye diye iç mi çekiyorsun.
Kolayı var; Deveye bin.
Hiç başka şeyle uğraşmana gerek yok, bir deveye binsen yeter.
Hörgücüne mi oturacam, boynundan mı tutacam, ya tükürürse, aha ayağa kalkıyor, anam düştüm düşecem derken birçok ekstrem sporu bir arada yapmış kadar olacaksın zaten.

O yüzden hiç üzülme, git bir deveye bin gel.